Halikarnas Balıkçısı Bitkiliği
 

Kültürpark’ın Montrö girişinde yer alan Halikarnas Balıkçısı Bitkiliği’nde, yazar Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın diktiği, sevdiği ve eserlerinde bahsettiği bitkiler yer alıyor. Yazar’ın takma adını taşıyan bitkilik, hem Ege kültürüne ve Kültürpark tarihine dair izler hem de bir vefa örneği barındırıyor.

Kültürpark’ın zengin bitki varlığının temelinde, yazar Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın (Halikarnas Balıkçısı) büyük emekleri var. Parkın kurucusu İzmir Belediye Başkanı Dr. Behçet Uz, İzmir Fuarı’nın ilk yıllarında konuk ülkelerin heyetlerinden, kendi coğrafyalarına ait bitkiler getirmelerini rica eder, sonra da bu bitkilerin Kültürpark’a dikilmesi için Kabaağaçlı’nın yardımını ister. Yazar, Güney Amerika’dan Sibirya’ya, Avrupa’dan Uzak Doğu’ya uzanan coğrafyanın bitkilerini parka yerleştirir.
 

Doğa sevgisine “Merhaba”
 

İzmir Büyükşehir Belediyesi 2001 yılında, Balıkçı’ya vefa borcunu ödemek için Montrö Kapısı ile Celal Atik Spor Salonu arasındaki yeşil alanda “Halikarnas Balıkçısı Bitkiliği” oluşturdu. Balıkçı’nın kendi eliyle diktiği bella sombra ağacının bulunduğu yere, eserlerinde sıkça geçen ve sevdiği bitkiler eklendi. İZFAŞ’ın öncülüğünde Londra’daki Shakespeare Bitkiliği’nden esinlenilerek kurulan bitkilikte; sığla (günnük), begonvil, zakkum, zeytin, fıstık çamı, yasemin, nar, mine, mercan, papaz eriği, muz, gül, yalancı akasya, oya, narenciye, çınar ağaçları yer alıyor.

Ziyaretçiler, Balıkçı’nın en sevdiği hitap olan “Merhaba” sözü ile karşılanıyor. Bu sözün yazılı olduğu bronz büst, Balıkçı’nın ressam arkadaşı Vedat Mavitan’ın heykeltıraş oğlu Bihrat Mavitan imzasını taşıyor. Balıkçı’nın yaşamında önemli yer tutan tasavvuf düşüncesi, büyük bir kayanın etrafında küçük taşlarla; deniz sevgisi, yelkenleri bitkilerden oluşan bir gemi direğiyle ve mitoloji tutkusu büyük demir direklerle temsil ediliyor.
 

Halikarnas Balıkçısı kimdir?
 

İstanbul’da çeşitli dergi ve gazetelerde yazan, karikatür ve kapak resimleri çizen Cevat Şakir Kabaağaçlı, 13 Nisan 1925 tarihli Resimli Hafta dergisinde “Hapishanede idama mahkûm olanlar, bile bile asılmaya nasıl giderler?” başlıklı yazısı nedeniyle üç yıl Bodrum’da kalebentlik ile yani kale dışına çıkmamak ile cezalandırılır. Sürgün yıllarında Ege uygarlıklarını derinlemesine araştıran, Bodrum’um ve Anadolu uygarlıklarının tanınmasında öncülük yapan Kabaağaçlı bu dönemde, Bodrum’un Karia dönemi adından esinlenerek Halikarnas Balıkçısı adıyla yazar. Anadolu efsanelerine, denizine ve yeşiline olan sevgisini eserlerine yansıtır. 1947’de çocuklarının öğrenimi için yerleştiği İzmir’de gazetecilik, yazarlık ve turist rehberliği yapan Kabaağaçlı, 1973’te 83 yaşında yaşama veda eder.

GÖRSELLER